Mutluluk kavramı anlaşılması oldukça güç bir konu. Kimileri için onun peşinde bir ömür koşmak gerek. Kimileri içinse mutluluk bir ilizyon, acıdan kaçınmak yeterli. Bu konuyu bu kadar zor kılan en önemli nokta, tanımlanmasında yaşadığımız zorluk. Kişiden kişiye, zamandan zamana çok farklılık gösterebilir bir kavram. Siz mutluluğu nasıl tanımlarsınız? Kendi görüşünüzü aşağıda yorum kısmında benimle de paylaşırsanız çok sevinirim.
Mutluluk ile karıştırılan en önemli konulardan biri de İngilizce aslı “joy" olan neşe/sevinç/keyif duygusu. Yazının devamında bu duyguyu keyif kelimesi ile ifade edeceğim. Bir gün batımını izlemekten çok keyif alabilirsiniz, ya da yediğiniz lezzetli bir yemekten, belki izlediğiniz bir dizi ya da filmden. Derece yağtığınız bir yarışma size çok büyük keyif verebilir, belki de aldığınız yüklü bir miktar pirim. Ancak bunlar öznel deneyimler. Buna ilave olarak bu deneyimlerin ömrü eylemin süresi kadar. Keyfini uzatabilir, ama bunu bir ömür sürdüremezsiniz.
Mutluluğun sıklıkla karıştırıldığı ikinci kavram ise İngilizce aslı “peace” olan huzurdur. Huzur bir duygu değildir aslında. Ancak bazı kaynaklar huzurlu olma halini de bir duygu durum olarak ifade ediyor. Huzuru bir olay ya da durum sonrası gelen rahatlama hissi de diyebiliriz. Bu arada bence huzur, mutluluğun kendisi olmamakla birlikte önemli bir ön koşuludur. Eğer huzurlu bir ortamda değilseniz mutlu olmanız çok olası değil.
Tüm bunların ötesinde mutluluk gerçekten daha üst bir anlam barındırıyor. Felsefi açıdan değerlendirdiğimizde idealar dünyasının bir parçası ve üst akılda olabilecek bir kavram. Sözcüklere dökmek ne kadar zor olsa da, hepimizin içinde bir mutluluk arayışı ya da tanımı var. Ben bu noktada bu arayışa bir cevap getiremeyeceğim elbette. Ama bu noktada sosyal medyada İngilizce bulduğum bir içeriği, kendimce, Türkçe yorumlarla paylaşacağım. Umarım sizlere de faydası dokunur.
Mutluluk bir seçimdir. Koşullar ne olursa olsun mutluluğu seçebilirsek, mutlu oluruz.
Bir olaya ya da duruma verdiğimiz tepkisel duygular deneyimlerimizle elde ettiğimiz duygu arşivleridir. Canı yanan birini gördüğümüzde üzülmek geçmiş deneyimlerimizden gelir ve ona üzülmeyi seçeriz. Ya da birisinin bize söylediği bir hakaret. Bu hakarete karşı verilen tepkileri duygu arşivinizde biriktirir ve biri bize bunu söylediğinde arşivden onu çıkartır ve onu hissetmeyi seçeriz. Eğer aynı hakareti bilmediğimiz bir dilde duyarsak, arşivimizde buna karşılık seçebileceğimiz bir duygu yoktur ve tepkisiz kalabiliriz.
“Acı olan mutlu olmamak değil, mutlu olabilecekken olamamaktır.”
-A. J. Cronin
Düzenli