Yaşamı bir yolculuk olarak kabul etmek yanlış olmaz. Bu yolculuk, bildiğimiz kadarı ile, sonlu bir yolculuk. Bir gün gelecek, sevdiğin bir kişiye son kez sarılacaksın. Güzel bir manzaraya son kez bakacaksın. Son damla suyunu yudumlayacak, son lokmanı damağında tatlı bir his bırakacak şekilde yutacaksın.
Bilinç dediğimiz şey ise bu yolculuğun hem en büyük armağanı, hem de en büyük laneti. Sıklıkla bu gerçeği görmezden gelip unutarak yaşasan da, bu sonun farkında olan, yine bildiğimiz kadarı ile, tek canlısın. Bu durumun melankolik bir tarafı var tabi. Ama çift düşün fikrinde bahsedeceğim gibi, eğer başarabilirsen, her durumun aslında farklı bakış açıları var. Bu farkındalığın lanet olduğu kadar armağan olduğunu da düşünmek ve bu bilinçle yaşam yolculuğunu zenginleştirmek senin elinde.
Gelelim bunun seçimlerle ilişkisine. Ben geçtiğimiz gün, hayatımın büyük bir bölümünde seçmeye cesaretimin olmadığı bir şeyi yaptım. Sonucunu bu satırları yazarken de bilmiyorum. Sonucun iyi ya da kötü diye bir etikete ihtiyacı da yok açıkçası. Ama insan olarak, yaşam dediğin yolculuğun değerini, yapmaktan kaçındığın şeylerle değil de, cesaret ettiğin şeylerle arttığını öğrendim. Bunu öğrenmek için gerçekten kendi yaşantım açısından geç kaldığımı bazı bazı düşünmüyor değilim. Ama yine çift düşün mantığı ile "Bugün, hiçbir şey için yarından daha geç olamaz." diyorum.
Peki acı? Ne yazık ki yaşam dediğimiz yolculukta, her seçimle yeni bir yola sapar ve her yolda da yeni acılar buluruz. Seçmemek bile bir seçimdir. Aynı kalmayı seçersen, acısı hayallerine ulaşamaman, gelişim fırsatını kaybetmendir. Harekete geçmeyi seçersen, konforunu kaybetmenin acısıyla yüzleşeceksin. Sonuçta her türlü acı çekeceksin. Hayat her türlü senden bir şey alacak; zamanın, enerjin veya cesaretin. O zaman ne yapmalı? Acını seçmelisin! Eğer acı kaçınılmazsa, sonucuna değecek bir acı seçmelisin.
Hangi acı çektiğine değer? Bu işte durumun kişiselleştiği nokta. Sen ne istiyorsun? Nasıl bir yaşam? Nasıl anılmak istiyorsun? Senin değerlerin neler? Bunlara uygun acını seçersen, sonuç olumlu ya da olumsuz olsun, değer bir yaşam yolculuğu çekmiş olursun. Acını seç, sonucunu seç. Eğer sonucunu seçemiyorsan, hangi acıyı çektiğinin de bir anlamı olmayacak. Daha sonra değineceğim kendini tanımak, acını seçmekte de sana önderlik edecek.
Umarım yaşam denilen bu yolculuk, seçtiğin acılar ve sonuçları değerlerinle eş nitelikte olur ve seni huzura ulaştırır. Geçici mutluluğa değil. Mutluluk ilüzyonu bir başka konu.
Her zaman olduğu gibi; "Farkına var, dengeyi bul ve değer üret."