×

Sakıp Sabancı'yı Tanır Mıydınız?

672 👁 19 Kasım 2022 Cumartesi 🇹🇷

Benim babam Sakıp Sabancı'nın kurup büyüttüğü Toyota fabrikasında 17 yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Bu sayede Sakıp Sabancı’yı erken yaşta tanıma imkanım oldu. Bununla birlikte bugün yazacağım yazıyı düşünürken ondan alıntı yapacağım bir yazıyı doğrulamak için tekrar kısaca araştırdım. Bu esnada Youtube üzerinde 32. Gün programında hazırlanmış Sakıp Sabancı Belgeseli’ni de buldum. 1 saatlik bir belgesel, bununla birlite onu biraz daha yakından tanımak için değer bence.

Sözün gerçekten ona ait olup olmadığını ne kadar uğraşsam da teyit edemedim. Ancak sürekli duyduğum ve kendisine atfedilmiş bir lafı var. “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Bu sözü bilmeme rağmen, (eminim ki bir çoğumuz da bilmesine rağmen) bazen ucuz ürünlere kaçıyoruz. Özellikle A101, BİM, ŞOK ve benzeri mağaza zincirlerinin mantar gibi her yerde bitmesi, insanların alışveriş alışkanlıklarını bu yönde zorluyor. Aslına bakılırsa bu mağazalara ya da türevlerine karşı değilim. Ancak uyguladıkları bu ucuz mal politikasının ardından satış sonrası destekleri de çok kötü oluyor. Beni rahatsız eden şey tam olarak bu. Sattıkları malın arkasında durmamaları.

Bu yazımda sizlere yaşadığım olumsuz bir A101 deneyimimden bahsedeceğim. İlave olarak ucuz mal almak ile almamak arasındaki ikilemden ve bu konuda nelere dikkat etmeliyiz bunlardan, sizde farkındalık oluşturabilmek için kısaca bahsedeceğim.

A101 Mağaza Deneyimim

Öncelikle ben bunda yaklaşık 1 ay öncesinde bir tıraş makinesi aldım. Ancak ürünün içinde temizlik amaçlı konulmuş olan fırçanın kırık olduğunu gördüm. Aslında hemen gidip iade etmem gerekirdi. Ancak fırçasız da kullanabilir miyim acaba diye 1 hafta daha ürünü tuttum. Kullanmaya geldiğinde de ürünün ayar mekanizmasının hiç sağlıklı çalışmadığını gördüm. Ayar mekanizması olmadan direkt yüzüme sürdüğümde de cildimi çok tahriş ettiğini gördüm. Günün sonunda iade etmeye karar verdim. Ne yazık ki ürünü aldığım yere gitme şansım olmadığı için her hangi bir başka mağaza üzerinden değiştirmeyi denedim. Ancak ilk gittiğim mağaza bana elektronik ürün satmadıklarını ve bu ürünü satan diğer mağazaları ya da ilk aldığım mağazaya götürmemi istedi. Sebep olarak da ortak cirolarının olmamasını belirtti. Ben de aynı ürünü satan başka bir mağazaya daha gittim. Ancak onlar da ürünü satın aldığım yere gitmemi söylediler. Açıkçası çalışan personelden sıkıntım olmasa da, her konuştuğum kişi müdürünü aradı, fakat hiç bir müdür gelipte bana düzgün bir açıklama yapmadı. Çalışanlarına “Biz bir şey yapamıyoruz.” dedirtmekten başka ne işe yarıyorlar çok merak ediyorum. Son olarak ürünü aldığım mağazaya gitmem, ürünü aldıktan sonra 4 haftayı bulmuştu. Onlara gittiğimde de tahmin edebileceğiniz gibi zaman aşımını bahane ederek bizim yapabileceğimiz bir şey yok dediler. Yaşadığım hayal kırıklığı ve öfkeyi gerçekten tahmin edemezsiniz. Üstüne şikayet için birisi ile görüşmek istediğimde çevrimiçi ortamdan genel merkezlerini aramamı istediler. Mağazalardaki deneyimim işte böyle. Benim hissettiğim, “dandik ürünü sat, insanları oyala, geri alma ve para sende kalsın” gibi bir stratejileri var.

A101 Çağrı Merkezi Deneyimim

Gelelim çağrı merkezini arama hikayeme. Biliyorum, biraz uzattım, ancak bu konularda gerçekten insanları enayi yerine koymaya çalışmaları beni inanılmaz sinirlendiriyor. Çağrı merkezini aradım. 5 dakika gibi bir sürede gerçek bir insan ile konuşma noktasına gelmiştim. İlk olarak sorunumu kısaca açıkladım. Keyfi bir değişim yapmadığımı ve ayıplı bir ürünü iade etmek istediğimi belirttim. Ancak sadece anlattığım hikayeyi dinledi, papağan gibi sözlerimi bana tekrar ettikten sonra bir kayıt oluşturduğunu ve bana dönüş yapılacağını söyledi. Bunun tatmin edici olmadığını söyledim. Kayıt numarası sordum, cevap alamadım. Geri dönüş için ne kadar süre içerisinde cevap alabileceğimi sordum, yine cevap alamadım. Bu durumdan rahatsız olduğumu belirtip, bu hizmet kaliteleri için de ayrı bir kayıt oluşturmasını istedim. Ancak papağan gibi otomatik cevapların tekrarından başka bir şey alamadım. İstediğim ikinci kaydı oluşturduğunu da zannetmiyorum. Ama daha fazla öfkelenmemek adına görüşmeyi sonlandırdım.

Ne Yapmalı?

Bu gibi durumlar her gün binlerce insanın başına geliyor. Öncelikle sakin kalabilmek çok önemli. Benim bu konularda eskiden fazla öfkeli davranarak haklıyken haksız duruma düştüğüm zamanlar oldu. O yüzden sakin kalabilmek gerçekten önemli. Ardından elinizdeki seçenekleri incelemeli. Mağazadan birinci elden destek alabiliyor musunuz? Eğer mağazadan işinizi çözecek bir cevap alamıyorsanız, çağrı merkezini aramak ikinci eyleminiz olabilir. Bu tarz durumlarda şikayetinizi kayıt altına alınmış olması çok faydalı olacaktır. Çağrı merkezi ile görüşürken lütfen kayıt numarası, dönüş süreleri gibi bilgileri mutlaka sorgulayın. Bu karşı tarafa ben bu işi takip ediyorum mesajını verir. Eğer çağrı merkezinde de sonuş alamıyorsanız Tüketici Hakem Heyeti’ni kullanabilirsiniz. Yeni çevrimiçi ortamdan şikayetinizi oluşturmak ve firmaya yasal yollardan ulaşmak, çoğunlukla son kullanıcının lehine sonuçlanır. Burada belirtmem gereken bir şey var. Tüketici Hakem Heyetleri bir kaç yıl öncesine kadar 6 aya kadar süren kararlar verebiliyordu. Artık çok daha kısa sürede sonuçlandığını duydum. Ben başvurumu yaptım. Bakalım ne kadar sürede sonuçlanacak. Süreç uzun olsa da lütfen vazgeçmeyin. Bu sayede firmaların umursamazlıklarının üstesinden gelebiliriz. Son olarak, yaşadığınız olumsuz deneyimi çevrenizdekilerle paylaşın. Bu sayede başkalarının da benzer durumları yaşamalarına engel olabilirsiniz. Örneğin benim gibi bir blog yazabilirsiniz. Ayrıca şikayetlerinizi halka açık hale getirmek için, sikayetvar.com adresinden bir kayıt oluşturabilirsiniz. Benim kaydımı da buradan okuyabilirsiniz.

Sonuç Olarak

Beni tanıyanlar az çok bilirler. Ben paraya çok tama eden birisi değilim. Ayrıca tek bir 200 lira ile de kimse ne fakirleşir, ne de zenginleşir. Ancak bunun gibi yüzlerce, binlerce 200 lira ile firmalar zengin olmasın. Hakkımız savunulmaya devam etsin istiyorum. O yüzden de lütfen, eğer hakkınızın yendiğini düşünüyorsanız, küçük ya da büyük fark etmez, sesinizi ulaşabildiğiniz tüm kanallardan duyurmaya çalışın.

Günün sonunda şunu söylemiyorum. “Asla ucuz ürün almayın!” Hem burada, alım gücü ve diğer koşullar çok değişken olabilir. Bazı aldığım uygun ürünleri, gerçekten uzun yıllar hakkını vererek kullandığım da oldu. Ancak bu deneyimlerim oldukça sınırlı. Yapacağınız alışverişlerden önce, özellikle yüksek meblağ olanlarda, iyi bir araştırma yapmak, size zaman kaybettirmez. Aksine çok fayda sağlayabilir. Burada da markaları karşılaştırmak için kullanılan kanallar oldukça faydalı olabilir. Özellikle fiyat geçmişini tutan cimri.com gibi platformlar gerçekten indirimli bir ürün mü alıyorsunuz yoksa fiyatı şişirilip düşürülmüş bir ürün mü alıyorsunuz, anlamanıza yardımcı olabilir.

Çok fazla farkındalıkla sizleri sıkmak değil amacım. Ancak ben bu satırları yazarken hem içimi dökmüş oldum, hem de arada Sakıp Sabancı’yı sevgi ve saygıyla tekrar anmış oldum. Umarım okuduğunuz satırlar sizlere ufacıkta olsa bir farkındalık katmıştır. Her zaman olduğu gibi. “Farkına var, dengeyi bul ve değer üret.”

Kaynaklar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sakıp_Sabancı

https://www.turkiye.gov.tr/tuketici-sikayeti-uygulamasi

https://www.youtube.com/watch?v=7DGK_axyF50

https://www.sikayetvar.com/a101/a101-kusurlu-urun-iadesi-almiyor

https://www.cimri.com/


#A101
#şikayet
#tüketici hakem heyeti
#Sakıp Sabancı
#kusurlu ürün
#Toyota
#müşteri temsilcisi
#alışveriş taktiği
#fiyat karşılaştırma

Yorumlar

🔝